.

NEXT STATION : LONDON

26 Nisan 2011

Alcatraz'dan Kaçıs

Alcatraz Hapishane'sini duymayanımız yoktur herhalde. San Francisco'da denizin ortasında bir adada yer alan bu hapishane 1963 yılında kapatılarak turizm sektörüne katkı amacıyla müzeye dönüştürüldü. Kanbersiz düğün olmaz dedik, biletlerimizi internetten aldık ve adaya gitmek için San Francisco sahiline dizili pierlerden 39.suna ulaşarak maceraya atıldık. Tıkınmadan gitmek olmaz tabiki. Depo karbonhidratlar da bir yere kadar. 



Vapurumuza bindik ve yaklaşık 15-20 dakikalık yolculuğun ardından adaya yaklaştık. İşte geliyoruzzz...



İner inmez sizi bir tur rehberi karşılıyor ve interaktif bir şekilde hapishane deneyimi başlıyor. Free takılmak isteyen bizim gibi çok bilmişler ise dağıtılan kulaklıkardan edinmişti. İyiki de çok bilmişlik etmiştik çünkü o  kulaklıkların yönlendirmesiyle hapishane oldukça sistematik bir şekilde gezilebiliyordu. Kulaklıkların en güzel olayı: koğuşun numarasını tuşladığınız anda, o koğuşta yatan hükümlünün kendi sesiyle kendi hayat hikayesini anlatan bir ses kaydı çıkması özelliğiydi. Kendimizi bir anda dünyanın en suçlu katillerinin ve hırsızlarının yaşam dünyasına sokuvermiştik. Korkmuştuk.


"Toplum kurallarına uymazsanız, hapishaneye gidersiniz; hapishane kurallarına uymazsanız Alcatraz'a gidersiniz."

Disiplinin sıkı tutulması amacıyla yeni hükümlü alınmayıp, diğer cezaevlerinin en tehlikeli mahkumları buraya nakledilmiş. 1934 yılında çeşitli yerlerden 196 tutuklu ve hükümlü bu kaçılması çok zor olan adaya taşınmış. Hükümlülerin sayılarla isimlendirildiği Alcatraz'da çok basit temel gereksinimler dışında hiçbir ayrıcalık yokmuş. Cezaevi kitaplığından yararlanmak için bile en az beş yıl sorun çıkarmayan bir mahkûm olma şartı aranıyormuş.  Sığınma yeri, yemek, kıyafet ve sağlık yardımının dışında hiçbir şey verilmiyormuş. Çoğu mahkum, günün 23 saatini hücresinde geçiriyormuş. Ancak fırsat gelirse, dışarıya temizlikçi olarak bir saat kadar çıkabiliyorlarmış. Ana binada kapılar ve pencereler, demir parmaklıklarla kapalıydı. Adanın etrafı ise soğuk körfez suları ve bolca köpekbalığı ile çevrili olduğundan kaçılması imkansız hapishane olarak tanımlanıyor.Bugüne kadar Alcatraz’dan -hepsi başarısızlıkla sonuçlanan- 14 tane kaçma girişimi olmuş. Noldu? Yusuf Yusuf di mi?



Burası da yine içeriden görüntüler. Çamaşırhane, mutfak ve yemek salonundan birkaç fotoğraf...
 


Bu da işte türlü türlü şakalar, espriler, olmazsa olmaz pozlar, Gülben Ergenler, falanlar, filanlar...



"Alcatraz Adası, birçok ünlü suçluyu "ağırlamıştır". Bunlardan bazıları; Al Capone, Doc Barker, "makineli tüfek" George Kelly, "kuş adam" ya da Alcatraz Kuşçusu olarak bilinen Robert Stroud, Bonnie ve Clyde ikilisinin şoförü Floyd Hamilton ve Alvin Karpis gibi isimlerdi." (Kynk: Wikipedia)

Gördüğünüz el ve hareketi arkadaşım Ege'nin onu hapishaneye ziyarete gittiğim zamanki karşılamasını tasvir ediyor. Böyle bir yerde hayat süren bir insanın çok da normal tepkiler vermesini beklemiyoruz di mi? 




Bunlarda Alcatraz Adası'ndan San Francisco manzaraları. Adada sürekli bir rüzgar harekatının olduğunu, sol üstteki fotoğrafımdan kanıtlayabilirim size.



Bugün Alcatraz Adası ve Alcatraz Hapishanesi, yılda 750 bin ziyaretçinin gittiği bir müze ve 1982 yılından beri Golden Gate Ulusal Dinlence Bölgesi’nin bir parçası olarak kullanılmaktadır. Gidiyoruz, hadi el sallayın...





Bugüne kadar, Alcatraz Adası ve Cezaevi'yle ilgili olarak IMDb kaynaklarına göre 19 sinema filmi çekilmiş. Şüphesiz bunların en öne çıkanı Clint Eastwood'un başrolünü oynadığı 1979 yapımı "Escape from Alcatraz". Yaşanmış bir kaçma girişiminden esinlenerek yapılan bu gerilimi bir yerlerden bulun izleyin, canımı sıkmayın. 


Alcatras Hapishanesi Giriş Ücreti: 26$

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder